çok seviyorum otobüs yolculuklarını hayatımın en filmografik anlarını yaşıyorum yolculuklarım esnasında..normalde etkileyici bakışlar ani hareketler yapsam da kimsenin gözünde bir etkileyiciliği olmadı ama otobüsler farklı şimdiye kadar 3 kez uzaklara bakmam dolayısıyla “nen var dostum” tepkisi aldım , bir o kadar da bana “yavrım yazık” bakışı atan teyzeler var ki saymıyorum bile..
Dün gece de yollardaydım yine – cümleye böyle başlayınca ardından çok güzel bişey gelcekmiş gibi ya hani yok öyle bişey – yanımdaki genç delikanlı uşakta inmişti ve rahat rahat yayışarak gözlerimi kısıp camdan dışarı bakıyordum kulağımda kulaklıklar sıcak bişey isteyip istemediğimi soran muavini sallamıyordum netekim kafamda çok önemli sorunlar vardı..bir kaç dakika sonra muavin yanıma oturup alındığını neden böyle davrandığımı sordu söyliycek birşey yoktu aklımda hemen aklıma ilk geleni söyledim..
“bizim strateji vardı ya noldu acep , bayram halletmiş midir ?” gibi bir soruyla afallattım adamı bir nevi uzanamayacağı köşeye yolladım topu -sırf bu kalecinin uzanamayacağı köşe klişesi için de iyi uydurdum yine bütün bunları amma da gereksizmişim – birkaç kez içini geçirip gitti yanımdan yine şoförün yanına çömeldi radyoda çalan müzeyyen senar kulağımda sigur ros yolculuk ilerlemeye devam etti..

C2-H5-OH

Aralık 19, 2007

“bize birbirimizden başka kimsenin yardım etmeyeceğini, eğer elimizi uzatmazsak hiçbir elin bizi kurtaramayacağını biliyoruz. uzattığınız el de boş, tıpkı benimki gibi. hiçbir şeyiniz yok. hiçbir şeye sahip değilsiniz. hiçbir şey sizin malınız değil. özgürsünüz. sahip olduğunuz tek şey ne olduğunuz ve ne verdiğinizdir. … özgürlüğümüz dışında hiçbir şeyimiz yok. size kendi özgürlüğünüzden başka verecek bir şeyimiz yok. bireyler arasında karşılıklı yardımlaşma dışında hiçbir yasamız yok. hükümetimiz yok, yalnızca özgür birlik ilkemiz var. devletlerimiz, uluslarımız, başkanlarımız, başbakanlarımız, şeflerimiz, generallerimiz, patronlarımız, bankerlerimiz, mülk sahiplerimiz, ücretlerimiz, sadakalarımız, polislerimiz, askerlerimiz, savaşlarımız yok. başka da pek fazla şeyimiz var sayılmaz. biz paylaşırız, sahip olmayız. varlıklı değiliz. hiçbirimiz zengin değiliz. hiçbirimiz iktidar sahibi değiliz. eğer istediğiniz, aradığınız şey buysa o zaman ona eli boş gelmeniz gerektiğini söylüyorum. ona yalnız ve çıplak gelmeniz gerekiyor, tıpkı bir çocuğun dünyaya, geleceğine, hiçbir geçmişi olmadan, hiçbir malı mülkü olmadan, yaşamak için tümüyle başka insanlara dayanarak gelmesi gibi. vermediğiniz şeyi alamazsınız, kendinizi vermeniz gerekir. devrim’i satın alamazsınız. devrim’i yapamazsınız. devrim olabilirsiniz ancak. devrim ya sizdedir, ya da hiçbir yerde değildir.”

Ursula K. LeGuin – The Dispossessed‘dan alıntı..

Amy Smart

Aralık 19, 2007

düşündüm düşündüm gün boyu uzun uzun düşündüm bilgisayarı açtım,kapadım tekrar düşündüm kafam ağrıdı düşünmekten ama şu dakkaya kadar hala nasıl bu blog olayına devam edebildiğimi bulamadım ama şu an buldum..olayın özü bu yazdıklarımı – copy paste ettiklerimi tenzih ederim,zaten hep istemişimdir tenzih etmek – dünyada benden daha fazla boktan bulacak insan olmayışında gizli..kim ne derse nasıl bi söylemde bulunursa bulunsun kendi düşüncelerimin yanında her türlü iltifat gibi kalacak..ha bi de tam tersine yok sen çok iyi yazıyorsun yok çok eğlencelisin yok kız olsam verirdim yok bilmem ne muhabbetleri olunca daha da şımarıyorum herkes erdem sana noldu guzum diyor, o oluyor yani..kendimi bişey sandım yahu bilmem toplumsal gelişmeler üzerine yorumlar filmler üzerine eleştiriler ben bu muyum diyorum kendime..zaten bi beğenmez oldum bi küçümser felan oldum ki sorma gitsin valla bok gibi oldum ben bokuma benzedim (bkz: fırat) ama çok da sevgi doluyum öyle de biriyim..

The Fall of Every Season

Aralık 18, 2007

Norveç’in bağrından kopmuş Marius Strand’ın tek kişilik doom metal projesi “The Fall of Every Season” şu ana kadar yayınlanmış 2 demo albümü ve bir de “From Below” adlı bir albümü mevcut..Novembers Doom benzeri doom\death unsurları da şarkılarda mevcut..kısaca doom\death severlerin kulağına hoş gelebilecek bir albüm From Below..

Detlef Schrempf

Shawn Kemp

Gary Payton

not:nba’de ilk tuttuğum takım olan seattle supersonics’in 2 sene üst üste nba finaline 23’ün karşısına çıktığı kadroda bulunan 3 efsanenin fotoğrafı..
Özellikle Shawn Kemp tüm zamanlarda en sevdiğim oyunculardandır ah bi de cleveland cavs’a gitmeseydi daha iyi olurdu..şurdan da en iyi smaçlarını izleyebilirsiniz..

Luc Longley

Steve Kerr

Toni Kukoc

Scottie Pippen

not: ezbere söylediğim ilk – ne kadar death metal denebilir bilemiyorum – death metal şarkısı..acayip gazdır lisede felan sınavlar öncesi dinleyip yüksek notlar almışlığım vardır..

Tabula Rasa

Aralık 14, 2007

bazen öyle şeyler oluyor ki kafam öyle doluyor ki sanırım dayanma eşiğini aşıyor ve tık ediyor birden..bir bakıyorum hiçbir farkındalığım kalmamış “ben ne arıyorum burda” diyorum , nerden geldiğimi ne yapıyor olduğumu unutuyorum , kafam karışıyor..ben bu durumu kafamın resetlenmesi olarak adlandırıyorum neden oluyor tam anlamıyorum ama bazen hoşuma da gitmiyor değil..ödevler,sınavlar felan filan bi anda hepsi uçuyor sanki o an %0 beyin kullanımı ile tekrar iniyorum dünyaya,tekrar evriliyorum insana..bu da bazen aşırı derecelerde gamsız olmamın nedeni sanırım hiçbir şeyi kafama çok takamıyorum ha biraz takarsam sonra bir an gelir neyi kafama taktığımı unuturum o olur yani sonra yine rahatlarım..yahu ne güzel bi kişiliğim ben çok orjinal bi yapım var valla , “are you talkin to me?”

not: of göndermelerle metaforlarla dolu bi yazı oldu o zaman ben buna sanat eseri diyim olsun bitsin kendimi göklere çıkarma sekansım da burda sona ersin..

Laudate Dominum

Aralık 14, 2007

-“Bizler ne hayal aleminde yaşıyoruz, ne de insanları olduklarından daha iyi hayal ediyoruz, onları oldukları gibi görüyoruz. Bu nedenle insanların en iyisinin bile otoritenin uygulamalarıyla özde kötü kılındığını ileri sürüyoruz. insanın insanı yönetmesinden bu nedenle nefret ediyoruz.”

-“Ya devlet bireyi ve toplumsal hayatı daima ezerek, insanın etkin olduğu bütün alanları ele geçirerek savaşlarla ve iktidar mücadelelerine, bir tiranın yerini diğerinin aldığı saray darbelerine yol açacaktır, ki bu gelişmenin sonucunda kaçınılmaz bir biçimde ölüm vardır..
Ya da devletler yıkılacak ve özgür anlaşmasıyla bireylerin ve grupların canlı insiyatifini bir ilke olarak benimseyen binlerce merkez yeniden hayat bulacaktır.
Seçmek size kalmış!”


Pyotr Alekseyevic Kropotkin